Ne Guluyorsun, Anlattigim Senin Hikayendir!

Ne Guluyorsun, Anlattigim Senin Hikayendir!

by Peace Hunter Publishing
Ne Guluyorsun, Anlattigim Senin Hikayendir!

Ne Guluyorsun, Anlattigim Senin Hikayendir!

by Peace Hunter Publishing

eBook

$4.99 

Available on Compatible NOOK Devices and the free NOOK Apps.
WANT A NOOK?  Explore Now

Related collections and offers

LEND ME® See Details

Overview

İsmi ile müsemma hayatında barışı ve adaleti soluklayan biriydi. Askerlik-hayat ikilisinde elinde hep adalet terazisi vardı. Askerliği ve hukuku özümsemiş iyi bir komutan ve hukukçuydu. Meslek hayatı boyunca birçok başarıya imza attı. Özellikle Silahlı Kuvvetlerdeki faaliyetlerin hukuki yönünde benzersiz çalışmalar yaptı. Ta ki bir gün o şey ile suçlanıncaya kadar.
Ne olduysa ondan sonra oldu. Sıcak asfaltlarda yarı çıplak bedeni yanıklar içinde bırakıldı. Spor salonlarında işkence kortejinden geçirildi, darp edildi. Onca işkenceye rağmen Allah yaşayacak bir ömür nasip etmişti, hücrede bile olsa. Pes etmedi, adalete inancını ve memleket sevdasını yitirmedi. Davalar başladı. Yağlı urganlar atılarak, galiz küfürler edildi. Kalbindeki rahatsızlık kötüleşsin diye tedavisi geciktirildi. Tüm bunlar yaşanırken asker vakarını hiçbir zaman bozmadı. Hukuka olan sevdası, Sincan’daki hukuksuzluk hücresinde bir başına, kalbinden vuruluncaya kadar devam etti. Hukuk içerisinde nasıl yaşanması gerektiğinin canlı bir örneğiydi hepimize.
Yağlı urgan atıp, duruşmalarda küfretmek için döner ekmek ve yevmiye alan bilinç yoksunu kitlelere (bindirilmiş kıtalara) inat, asker vakarı/dayanıklılığı ve hukukçu kimliği/dik duruşu ile adaletin tecelli etmesini ümit etti ve aktif sabır içerisinde bekledi. Kendine yağlı urgan atanlara, yoğun bakımda itip kakanlara da barış ve huzur dileyecek kadar gönlü genişti.
Hücresinde sağlıksız koşullarda, yorgun ve hasta kalbi ile bir başına uğraşmak zorunda kaldı. Olması gerektiği gibi tedavi göremedi, tedavisi engellendi. Vücudu iflas etmeye başladığında, geç olsa da, bin bir çabanın neticesinde kerhen, psikolojik ve fizik baskı altında tedaviye götürülmeye başlandı. Bu dönemde, hasta bedeni daha da kötüleşsin diye adaletsizlik arafında, hücre ile yoğun bakım arasında röveşata yapılıyordu. Hücrede ölüme röveşata…
En çok da, kelepçelere bağlı yoğun bakımda, Jandarmaların itip kakması kalbinde onanmaz yaralar açtı. Yirmi altı yılını verdiği asker üniformasını giyenlerin akıl almaz tavırları bedeninden ziyade ruhunu yaraladı, bünyesine ağır geldi. Oysaki bir Türkiye hayali vardı… Dünyada etkin, saygın ve caydırıcı bir Silahlı Kuvvetler idealinde yirmi altı yıl gönlünü vererek çalışmıştı. Lafla kandıranlara inat, hayatını ideal bir asker olarak istikamet üzerine yaşamıştı. Bu istikametten fersah fersah uzak kişilerin kendisi gibi olanlara reva gördüklerine derinden üzüldü, ama kırılmadı.
Uğruna hayatını adadığı Silahlı Kuvvetler ve Milletinin vurdumduymazlığı en çok da bu ikisi yaraladı. Döner ekmek ve günlük yevmiyeye küfredenlere, kendisine eza cefa çektiren Jandarmalara bile hakkını helal edebilirdi. En çok da tuzla buz olan Türkiye hayaline üzüldü. Bu üzüntü, fiziki işkence kadar kalbini yaraladı. Oysaki koskoca bir hayat vardı önünde. Kadere razıydı, son nefesini verirken bile mütebessimdi, üzerine düşeni yapmanın huzuru ve vakarı ile ayrıldı aramızdan. Hani şairin “ökse ile sapanla vurursun da saramazsın” dizesinde olduğu gibi, adaletsizlikle, vurdumduymazlıkla kalbinden vuruldu, beraberinde Türkiye hayaliyle…
Hz. Hüseyin (ra) ve yakınlarının Kerbela’nın kavurucu çölünde 10 gün su içememesi ve katledilmesi, tekerrür eden tarih misali 2020 Türkiye’sinde karşımızdaydı. Barış Komutan gibi vatan evlatları, Sincan’da hücresinde adaletsizlik içinde bırakıldı, hasta kalbi doktor raporlarına rağmen adaletin susuzluğunda ölüme terkedildi.
Eften püften gündemlerle efsunlanmış bir şekilde saatlerini geçiren, tankın egzozuna atlet tıkama, kamyon şoför koltuğunda sahtekâr pozlar verme hikâyelerini destanlaştıran, ne idiği belirsiz laf kalabalıkları arasında kaybolan bir topluluk söz konusuydu. Barış gibi özbeöz evlatlarını/komutanlarını yitirirken, aslında o topluluk kendini yitiriyordu…
Kim bilir aramızda olsaydı, döner ekmek kumanyaya kendisine yağlı urgan atıp, en ağır küfredenlere, işkenceleri yapanlar ve reva görenlere, sessiz çoğunluğa şunları diyecekti: Gülmeyin bu sizin hikâyeniz…


Product Details

BN ID: 2940164760564
Publisher: Peace Hunter Publishing
Publication date: 11/13/2020
Sold by: Smashwords
Format: eBook
File size: 3 MB
Language: Turkish

About the Author

Welcome to Peace Hunter Publishing, a company dedicated to promoting peace, understanding, and social justice through the power of words.

Our Story:
Peace Hunter Publishing was founded in 2019 by a group of passionate writers and readers who shared a vision of using literature to promote peace and social change. As avid readers, we were frustrated by the lack of diversity and representation in mainstream publishing and the limited opportunities available to emerging writers. We knew that we could do better, and thus, Peace Hunter Publishing was born.

Our Approach:
At Peace Hunter Publishing, we believe that books have the power to transform lives and change the world. We are committed to publishing and promoting books that promote diversity, equity, and inclusion, and that highlight the experiences of underrepresented communities. Our team of editors and writers are dedicated to selecting and producing books that inspire critical thinking, spark meaningful conversations, and ultimately contribute to a more peaceful and just society.

Our Books:
Our catalogue includes a wide variety of books, from novels and memoirs to poetry and children's literature. We strive to provide a platform for writers whose voices may not be heard in mainstream publishing, and we believe that their stories are important and deserve to be told. Whether you are looking for a thought-provoking novel or a heartwarming children's book, you will find something meaningful and inspiring in our collection.

Our Commitment:
At Peace Hunter Publishing, we are committed to promoting peace, understanding, and social justice both through our books and our actions. We donate a portion of our profits to organizations that support these values and work to make the world a better place. We are also committed to sustainability, and we use eco-friendly materials and practices whenever possible.

Thank you for visiting our publishing page, and we hope that you will join us on our mission to promote peace, understanding, and social justice through the power of words.

From the B&N Reads Blog

Customer Reviews